6331 Sayılı Kanun Başlangıç Noktamız…

2012 yılında kabul edilen 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile bir veya daha fazla işçi çalıştıran her işletme iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almak zorunda işletmelerin bu sorumluluklarını yerine getirmeleri iş güvenliği profesyonellerini kendi bünyelerinde istihdam etmeleri veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakalığı tarafından yetkilendirilen Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinden hizmet alımı şeklinde olabilmektedir.

2012 öncesi dönemde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda Türkiye’de genel bir yasal çerçeve bulunsa da, bu düzenlemeler daha çok genel prensipleri içermekte ve uygulanabilirlikleri sınırlı olabilmekteydi. İş sağlığı ve güvenliği konusundaki mevzuat, 2003 yılında yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü ile bir miktar düzenlenmiş olsa da, bu tüzük, genel olarak belirli sektörlerde ve risk gruplarına odaklanmıştı.

2003’ten önce, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki düzenlemeler, genellikle işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili temel prensipleri içeren genel hükümleri içeriyordu. Ancak, sektörlere ve iş kollarına özgü düzenlemeler yeterli değildi ve iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik daha kapsamlı bir yaklaşım benimsenmemişti.

2012 yılında kabul edilen 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Türkiye’deki iş sağlığı ve güvenliği alanında önemli bir dönüm noktası oluşturmuştur. Bu kanun, bir veya daha fazla işçi çalıştıran her işletmeyi kapsayarak, çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumayı hedeflemektedir. İş sağlığı ve güvenliği, sadece işçilerin değil, aynı zamanda işverenlerin de sorumlulukları arasında yer almaktadır.

Kanunun temel amacı, iş yerlerinde meydana gelebilecek kazaları önlemek, meslek hastalıklarını azaltmak ve genel olarak iş sağlığı ve güvenliği standartlarını iyileştirmektir. Bu kapsamda, işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almak zorunda olmaları, uzman kişilerden destek alarak çalışma ortamlarını daha güvenli hale getirmeleri gerektiğini ifade etmektedir.

İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, işyerlerindeki potansiyel riskleri belirlemek, tehlikeleri değerlendirmek ve gerekli önlemleri almak amacıyla uzman kişiler tarafından sağlanmaktadır. İşletmeler, bu hizmetlerden faydalanarak çalışanların güvenliğini sağlayabilir, iş kazalarını en aza indirebilir ve işyerindeki verimliliği artırabilirler.

Ayrıca, kanunun getirdiği yükümlülükler arasında iş sağlığı ve güvenliği komiteleri oluşturmak, çalışanlara düzenli eğitimler vermek, iş kazalarını incelemek ve gerekli önlemleri almak gibi konular da yer almaktadır. Bu sayede, işyerlerindeki güvenlik kültürü güçlenir ve çalışanların bilinç düzeyi artar.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, iş dünyasında sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda çalışanların sağlığına ve güvenliğine verilen önemin bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. İşletmelerin bu kanuna uyum sağlamaları, hem hukuki sorumlulukları yerine getirmeleri hem de çalışan memnuniyetini ve verimliliği artırmaları açısından büyük önem taşımaktadır.